Balık efendiler

____________________________________________________________________

Zamanında Gültekin adlı balığımla ilgili bir sayfa girmiştim. Sonradan bu balığa birkaç balık da eklendi, sonra gittiler. Daha sonra tekrar eklendiler ama duruyorlar. 🙂

Beta balığım Gültekin (güncel poz :) )

Beta balığım Gültekin (güncel poz 🙂 )

Şimdi o eski sayfayı yazarken Gültekin plastik pasta tepsisini ev olarak kullanıyordu. Ona sonrasında 20 TL para sayıp Eskişehir Esnaf Sarayı’nın alt katındaki evcil hayvan bölümlerinden bir akvaryum aldım. Fiyata dahil taşları, hava pompası ve su filtresi ile arada bir damlatılacak bir de ilaçları vardı. İyi bir ticaret oldu aslında. Cam akvaryum almak istemiyordum, zira düşürüp hemen kırmaktan korkuyordum. Ama plastiklerden uygun boyutta olanlar 35 TL falan ediyordu, ben de vazgeçmiştim. Ölçü olarak 30 x 25 x 15 sanırım ya da ilk değer 35 – de olabilir.

Balık olarak da iki kılıçkuyruğu balığı ve iki de melek balığı almıştım. Tabi bu dört balığı da Gültekin’le birlikte yeni aldığım akvaryuma koydum. Biraz keyifsiz olan Gültein yeni yerine geçince pek sevinip hareketlenmişti. Kılıçkuyruğu balıkları da iyiydi. İlk gün yem yiyen tek Gültekin oldu. Sonraki gün kılıçkuyruğu balıkları da yem yemeye başladılar. Meleklerden biri de yemişti sanırım. Ancak meleklerden bir tanesi yem yemiyordu ve de keyifsizdi de, diğer balıklarla da pek takılmıyordu.

İkinci gün akşamüzeri keyifsiz olan melek balığı akvaryumun alt taraflarında duruyordu. Biraz oradan ayrı bir yere alayım dedim, aldım bir bardağa. Ama balıkta pek iyi bir tepki yoktu. Tekrar koydum yerine, belki bir tepki verir falan diye. Yine bir şey yapmadı, artık ölmesini bekliyordum, alacaktım onu akvaryumdan. Aradan yarım saat geçtiğinde ise durum biraz farklı idi… Keyifsiz dediğim melek balığı sabit bir yere kilitlenmişti ki büyük ihtimalle ölmüştü. Suda da bir bozulma olmuştu, pislenip bulanmıştı hani. Tabi yanında da diğer sağ salim olan, yem yiyen ve dolaşan melek balığı da vardı, ama o da ölmüştü. Sanırım diğer balığın öldüğünü görünce o da intihar etmişti, ya da bir tür kriz geçirip hayatını kaybetmişti işte. Yazık oldu hayvanlara. Melek balığını ilk akvaryumdan aldıktan sonra koymamalıydım herhalde tekrar geri, ne de olsa büyük ihtimalle hayatını kaybedecekti balık, hiç değilse diğerine bir şey olmazdı.

Gültekin ile diğer iki kılıçkuyruğu ise yaşamaya devam ettiler. Bazı balıkçılar beta balığının yanına başka balık koymamamı söylüyordu, bazıları da koyabileceğimi. Ben de koymuştumya işte. Birbirlerine ilişmeden iyi yaşıyorlardı aslında. Ara sıra beta ile kılıçkuyruklardan biri karşı karşıya gelince ufak bir kovalambaç oynuyorlardı, kim kimi kovalarsa artık, duruma bağlı. 🙂

Ancak betanın sanırım çiftleşme dönemi ya da isteği geldi bir ara. Bu esnada akvaryumun kendi köşesinde çok miktarda baloncuk çıkarıyordu ve diğerlerine de daha agresif davranıyordu. Yaklaşırlarsa saldırıp ağızlarından ısırıyordu. Diğerlerinin ölümünden bir ay kadar sonra da işte bu şekilde kılıçkuyruğu balıklarımdan biri sanırım bu şekilde öldü. Ölen balığı ve Gültekin’i akvaryumdan çıkarmıştım ki, yalnız kalan kııçkuyruğunu da yakalayıp dışarı alıp akvaryumu temizlemek istemiştim sanırım. Balık biraz ürktüğü gibi akvaryumun uzun kenarı boyunca resmen fırlayarak hızlı bir şekilde yüzdü ve köşeye çarptı, oradan diğer köşeye savruldu, oradan da akvaryumun ortasına kadar savruldu, süzüldü ve bir noktada sabit kaldı. Burada intihar etmiş oluyor sanırım balık! Balık intiharı da böyle olurmuş.

Sonra Gültekin’i koskoca yerde yalnız bıraktık. Gayet iyi yaşıyordu, keyfi falan mükemmeldi, bütün gün ha bire yüzüp duruyordu falan…

Beta balığım Gültekin 2

Beta balığım Gültekin 2

Annem bir akrabadan 6 lapistes yavrusu getiriverdi. Onlara bir milyoncudan bir metal sepet alıp sepetin metal iskeletine bir bez dikerek yer yaptık. Bir 50 cm2 kadar yaşaaacak yerleri olmuştu. 🙂 Sepet de betanın yanında akvaryumun içinde tabi. Sonra ne oldu?

  • Annem akvaryumu temizlemek için balıkları ayrı bir yere alırken bebeklerden bir tanesini öldürdü.
  • Bir dahaki seferde ben balıkları ayırırken bir tanesinin kuyruğunu biraz sıkıştırıp ezdim, o da hayatını kaybetti.
  • Annem balıkların sepetini temizlemek için mutfağa götürüp işi bittiğinde balıkların birinin yokolduğunu farketmiş. 🙂 Muhtemelen lavabodan kanalizasyona gitmiştir…

Üç tane kalan yavrular üç ay kadar sağ salim yaşadılar…

Okul bitti diye memlekete dönerken bir arkadaşım da lapistes balığını bana verdi. Onu da Gültekin’in yanına ama delikli bir kola pet şişesinin içine koydum. Artık beş balık vardı ve üçü bir yerde, diğer ikisi ayrı yerlerde idi. Memlekette de başlarına bir şeyler geldi bunların, küçüklerin düzeneği bozulup Gültekin’in yanına dağıldılar falan… Ama bir şey olmadı o zaman.

Sonrasında içinde yaşadıkları şişe içinde yavrulardan en küçüğünü ve gördüğü baskı yüzünden en az yem yiyenini ters dururken gördüm. Tabi vefat ettiğini anlayıp gittim bir tabak aldım, çıkaracaktım ki o da ne, ortanca boydaki yavru da vefat etmiş… Gelen altı yavrudan tek biri kalmıştı yani.

Durmak yok, yola devam… Akrabamdan 4 balık daha aldık. Bunlardan ikisi büyük, ikisi de yavru lapistesti. Akvaryumun ortasına çıta kesip bir çerçeve yaptım, üzerine de bir sineklik diktik, akvaryumun içine seperatör olarak koyduk. Şimdi seperatörün bir tarafında Gültekin, diğer tarafında da elde olan tüm lapistesler (şu an altı tane) yaşıyordu. Gültekin diğerlerini rahatsız edecek diye ayırdım ama, benim arkadaştan aldığım büyük lapistes ve yine o akrabalarımdan daha önceden aldığım yavrulardan kalan lapistes yine terör estirmeye devam ettiler. Aslında mesele o yavru lapistes, büyüklere bile saldırıyor utanmadan. Arkadaştan aldığım onun kadar kovalamıyor üstelik. 🙂

Lapisteslerim

Lapisteslerim

Neyse, yaklaşık 20 gün oldu, şimdi bu şekilde yaşıyorlar. Alıştılar herhalde benimkiler de, saldırmıyorlar diğerlerine pek artık. Gültekin ise hala ayrı bir yerde. Belki bir şey yapmaz ama, işi garantiye alayım diyorum bu sefer. 🙂

Şimdilik soğuk havalarda biraz üşüyorlar. 25 vat bir lambayı su içine salıp ısıtıyorum biraz. Bir tane ısıtıcı alacağım, Eskişehir’in soğuğunu Gültekin kablosuz modemin radyasyon ve ısısı ile atlattı ama bu akvaryumu o modem ısıtmaz. 😀 Bu ev daha soğuk olacağından da işi garantiye almak lazım. Isıtıcılar 10 – 20 TL arasında değişiyor. Burada fiyat sorup bakmadım ama yakın zamanda bir Eskişehir’e gideceğim, alırım sanırım orada.

3 Yorum

  • Yazan: Akasia Yachting, 6 Ekim 2010 @ 5:52 pm

    Merhaba gültekin bey, yukardaki yazıklarınızdan yolaçıkarka sizler birkaç sorum olacak, bizde ofisimize ikinci el bir metre boyunda bir akvaryum bulduk bunu almak istiyoruz fakat bu konuda hiç bilgimiz yoktur, akvaryumun bakımı ve temizliği nekadar sürede yapılıyor ve balık olarak bakımı en kolay olan hangi cinsi tercih etmeliyiz, teşekür ederiz.

  • Yazan: FeRHaD, 6 Ekim 2010 @ 6:54 pm

    Merhaba.
    Akvaryumunuz büyük boy bir tane olduğundan daha büyük balıklar almanız iyi olur. Benim beta ve lapisteslerim küçük.
    Çeşitli Japon balıkları var, bunları evcil hayvan satan yerlerden temin edebilirsiniz. Güzel ve çok çeşitli Japon balığı türleri var. Bakımları da çok zor olmasa gerek.
    Akvaryumun temizliği için bir iki saati gözden çıkarmalısınız. Tabi iyi bir şekilde havalandırılıp suyu da filtreyle temizlendiğinde ayda bir kez yapılsa yeter bu. Temizlik için uygun çeşitli bitki ve balıklar var, onlardan da ekleyebilirsiniz ortamınıza.
    Kumun temizlenmesi vs. biraz zahmetli olur ama yapılmayacak kadar da değil.
    Şimdilik büyük bir akvaryuma sahip olmadığım için çok fazla bir şey söyleyemem. Balıklarınızı aldığınız yerde sorarsanız zaten gerekli bilgiyi vereceklerdir size. Tür olarak da dediğim gibi çok çeşitli Japon balıkları var.

  • Yazan: Frida, 11 Mart 2011 @ 6:21 am

    QFhxZy8OHQw.. Super 🙂

Bu yazıya bağlantılar

Bu yazıdaki yorumlar için RSS beslemesi. Geri izleme URI

Yorum yaz