Gelecekten Bir Gün

____________________________________________________________________

Gelecekten bir gün bugün vizyona giren bir yerli sinema filmi. Normalde böyle sinema ile işim olmaz ama bugün işte bir değişiklik yaptım. Bir daha iki yıl sonra yaparım bu değişikliği. 😀 Zaten .torrent kadar tatlı olmadığından arkadaş bile bulamadım gidecek. 😀

Film romantik komedi türünde eğlenceli bir yerli yapım. Yerli kısmını vurguladım, çünkü yabancılar zaten bir ton para kazanıyor ben de kazandıramam Hollywood’a. Tek yabancı olarak bir Persepolis‘e para verdim bu güne kadar. 🙂 Amerikan şirketokrasisini zenginleştirmek pek mantıklı gelmiyor, film dedikleri de zaten çoğu aynı standartta. Yeşil çam nasıl bir standart ise gözümde, Hollywood’da Amerikanların standardı. Gerçi onda şöyle bir şey var, ziyaretçiyi çekmek için bir aşk unsuru hikayede oluyor, işe yarar önemli noktalar ve ana fikir ise parça parça birimlerle aşk kısmının dışında tutularak veriliyor. Yani ana fikri çözmesi beyni biraz kullanmayı gerektiriyor. Tabi bu da Titanic gibi kaliteli yapımlarda, yoksa diğerleri de komple standartlaşmış tekdüze filmler, sadece hikaye değişiyor. Titanic derken de mesela bir aşk hikayesi vardır, sinemaya izleyici toplar, bir de zenginin her zaman fakiri ezdiği teması vardır ki bunu da aşk kısmını aşanlar yakalar vs.

Gelecekten Bir Gün’e gelelim. Yerli bir yapım olduğundan özellikle +1 yapıyorum. Yani iyi bir film. 🙂

Hikayede Tolga diye bir herif başından geçen her kötü olayı şanssızlığına veriyor, bu şekilde hayatını sürdüren biri. Buna rağmen bir şirkette bir yerde çalışıyor. Tabi sunumda kullandığı parmak belleği arkadaşına verdiği için sunum esnasında hayvan çiftleşme görüntüleri falan çıkınca işinden oluyor. Bundan sonra da işyerinin üst katından aşağı atlayıp göçüyor öbür aleme. Bu alemde de kayıt görevlisi melekler ile karşılaşıyor, hani gelenin gidenin kaydını falan tutuyorlar. 🙂 Bu görevliler Tolga’ya her şeyin sebebini şanssızlığı olarak görmesinin yanlış olduğunu söyleyip yaptığı aptallıklarını falan söylüyorlar. Bunları sallamayan Tolga’ya eğer işinden atılmasa beş yıl önce yaşayabileceği hayattan bir günü yaşaması sağlanıyor. Bu kısımda olay Tolga’nın hoşlandığı patronun kızı ile evliliği ile ilgili. Kız ile yatamadan bir gün doluyor tabi. 😀 Sonrasında da bir kaç şans daha veriliyor Tolga’ya, sonra meleklerden biri de Dünya’ya yerleşiyor falan devam ediyor hikaye. Tolga’nın hoşlandığı kız var işte, onunla falan eğlenceli bir hikaye var.

Genel olarak film dediğim gibi iyi bir film ama daha iyi olabilirdi. Film izlerken farkettiğim ama sonra unuttuğum ufak tefek noktalar var, şöyle böyle olsa daha iyi olabilirdi diye ama dediğim gibi unuttum işte. 😀 Film tek perdede bittiğinden biraz kısaymış gibime geldi (Daha karpuz keseceedik durumu 🙂 ). Film adı üstünde romantik komedi denmişya; %50 komedi %50 romantik. İkisi de tam değil. 🙂 Ama hoş bir filmdi yine de, yeterince gülündü sanırsam. 🙂 Romantik kısmı zaten fazla ağır basmıyor, hani %50’den daha az gibi. Espriler de kesinlikle Recep İvedik ağzı esprileri değildi, öyle olsa eminim çok daha fazla sükse yapmış olurdu şimdiye kadar. 😀 Tabi bu filmin iyi yanı da öyle olmaması işte.

Bir de Espark’ta film oyuncularının toplaşıp film hakkında ufak bir konuşma bilgilendirme tanışma kısmı falan olmuştu ama esas olay film olduğundan pek ilgilenmedim o kısımla. Zaten Işın Karaca da şarkı söylemedi falan. 😀 Oyuncular kim falan filan bu bilgileri de arama motorlarında (!) arama yaparak bulabilirsiniz.

Özetle; film uzmanı falan değilim, çok çene çalmak istemiyorum. 🙂 İyi bir film ama çok abartılı bir şey falan beklemeyin tabi. İzlenirmi izlenir, çok böyle romantik bir şey değil, her saniyesinde de espri fışkıran bir şey değil. Biraz daha uzun olsa iyi olurdu tabi. 😀

Yorum yok

Henüz bir yorum yok.

Bu yazıdaki yorumlar için RSS beslemesi. Geri izleme URI

Yorum yaz