Se7en

____________________________________________________________________

Hazır hemen yakın zamanlarda sınav falan yok, hem de ADSL kotam dolmak üzere, birkaç film izleyip keyifleneyim diyorum. Son izlediÄŸim film de Seven (Se7en ÅŸeklinde gösteriliyor ama), anlamı; Yedi. Film 1995’te gösterime girmiÅŸ ve 327 milyon $ kadar hasılat elde etmiÅŸ. Yönetmen: David Fincher, baÅŸrol oyuncuları da Brad Pitt, Morgan Freeman, Gwyneth Paltrow, Kevin Spacey, R. Lee Ermey.

Se7en filmi

Se7en filmi

Film muhteÅŸem bir suç filmi. 1995’te  gösterime girip üzerinden 14 sene geçmiÅŸ olmasına raÄŸmen bunu TV’de gördüğümü hatırlamıyorum, biraz büyük bir suç benimkisi de aslında. 🙂 Neyse, film dediÄŸim gibi bir suç filmi, yani suç iÅŸleyen birileri var (John Doe rolünde Kevin Spacey). Suçlunun peÅŸinden koÅŸanlar da olmalı deÄŸilmi, bunlar da dedektif Somerset (Morgan Freeman) ve Mills (Brad Pitt). Morgan freeman rolünü çok iyi oynamış, adam sanki gerçekten de kırk yıllık dedektif. Ve kesinlikle de kafasını kullanabilen, kitaplarla da arası iyi biri (filmde). Brad Pitt ise ne kadar Hollywood dünyasının züppelerinden olduÄŸunu düşünsem de biraz farklı sanırım. Rolünü her zamanki gibi iyi oynuyor tabi buradada. Kendisi acemi ama kendine çok güvenen dedektif Mills rolünde.

Film bir cinayet üzerinde araÅŸtırmada dedektif Somerset ve dedektif Mills’in tanışmasıyla baÅŸlıyor. Somerset’in emekliliÄŸine  yedi gün var ve yerine Mills geçecek. Aralarındaki kısa bir konuÅŸmadan sonra oyuncu ve yapımcı isimlerini olduÄŸu kısım geliyor, bu kısımda da tabi katilin hazırlıkları ve yaÅŸamından ufak kesitler veriliyor, tabi burada onu tanımadığımız için bunu pek farketmiyoruz. Bundan sonra olaylar geliÅŸir iÅŸte.

Somerset emekliliÄŸe ayrılacağından bu iÅŸin uzun süreceÄŸini düşünüp iÅŸi üzerine almak istemez. Yine de göreve devam eder. Mills ise bu olayı hevesle istemektedir. Burada bu iki kiÅŸilik arasındaki tezatlıktan tabi meraklı bir zevk almaya baÅŸlarız, Somerset’in tecrübesi bizi etkiler biraz. Mills’in hevesinin ikinci bir Somerset olarak biteceÄŸini biliyor adam. 🙂 Katil ikinci cinayetini iÅŸler ve cinayetler arasında tuhaf bir baÄŸlantı vardır. Ancak geride neredeyse hiç kanıt yoktur. Katil parmak izi bırakmaz çünkü parmak ucu derilerini kesmiÅŸtir. 🙂 Ä°kinci cinayetin iÅŸlendiÄŸi odanın zemininde kanla GREED (açgözlülük yazılmıştır), Somerset bu bilginin üzerine ilk cinayetin iÅŸlendiÄŸi yere gider ve buzdolabı arkasındaki GLUTTON (oburluk) yazısını görür. Bunların üzerine gittiÄŸi kütüphanede Dante Alighieri’nin The Divine Comedy (Ä°lahi Komedi) kitabında olayla ilgili bir ÅŸeyler bulur. Cinayetlerde bu Yedi Ölümcül Günah’tan birini iÅŸleyenler öldürülmektedir.

Bu arada Mills’in eÅŸi Tracy (Gwyneth Paltrow) Somerset’i yemeÄŸe davet etmiÅŸtir ve o da kabul etmiÅŸtir. YemeÄŸe gittiÄŸinde  Mills’in eÅŸini sevsede biraz ilgisiz olduÄŸu görülür. EÅŸine bir öpücük kondurup Somerset’i bırakıp köpekleriyle oynamaya gitmiÅŸtir. Yemek esnasında birden her yer titremeye baÅŸlar, meÄŸerse evin altından metro geçmektedir ve bu eski evi sarsmaktadır. Mills zaten bu ÅŸehire yeni gelip alışamamış olan eÅŸini buraya alışmak zorunda bırakmıştır. EÅŸi bundan memnun deÄŸildir ama… Somerset ufak bir espri ile biraz Mills’i iÄŸneliyor gibime geldi ama…

Cinayetler devam eder. Bunlar The Divine Comedy kitabında yazıldığı ÅŸekilde Hristiyanlık’taki Yedi Ölümcül Günah‘tır. Bunlar tabi Dante’nin kitabı yazmasından önce daha farklı ÅŸeylerdi de sonradan dönemin Papa’sı tarafından düzenlenmiÅŸler. Neyse cinayetler bu ÅŸekilde devam eder ve beÅŸ cinayet olur. Bir de bir ara bir gazeteci cinayet mahaline girmeye çalışırken Mills tarafından kovulur!

Ayrıca cinayetler de kurbanın kendi günahı kendine çevrilerek işlenir. Mesela obur adam oburluğundan ölürken, fahişe de bıçak gibi bir aletin penis konumunda olduğu insana takılan bir aletle öldürülür.

Bu arada ÅŸehirde devamlı yaÄŸmur yaÄŸmakta ve kasvetli bir hava hakimdir. Bu kesinlikle film için çok olumlu olmuÅŸ, çünkü izleyicideki ruhsal etkiyi daha da arttırmaktadır. Åžehire yeni taşındıklarından ve kocasının ilgisizliÄŸinden yalnızlık hisseden Tracy Somerset’i konuÅŸmaya çağırıp ona hamile olduÄŸunu ama doÄŸurmak istemediÄŸini söylemiÅŸtir.

Somerset ve Mills kütüphanedeki yararlandıkları kitabı katilin de okumuÅŸ olabileceklerini düşünüp bir FBI ajanından kitabı okuyanların listesini almışlardır. Bu listedeki isimlerden biri olan John Doe’nun evine gittiklerinde iÅŸler kızışır. Adam evde deÄŸildir ama dedektifler geldiÄŸinde apartmanın koridorundan çıkıp kendilerine ateÅŸ eder. Daha sonra bir kovalamaca baÅŸlar. Kovalamacanı sonunda Mills tam John’u sıkıştırdı derken John’un çevikliÄŸiyle kendini başına bir silah dayalı bulur. Ancak John Mills’i öldürmez, zira farklı planları vardır. 🙂 John kaçıp gider. Evi incelediklerinde John’un hayatı ile ilgili çeÅŸitli ÅŸeyer öğrenirler. John bir süre önce Mills’in cinayet mahalinden kovduÄŸu gazetecidir. Burada John’un Mills ve Somerset’tin önünde olduÄŸu ve bir bakıma onun onları olaya çektiÄŸi ortaya çıkar. Ä°stese Mills’i fırsatı varken öldürebilirdi ama onu saÄŸ bırakmıştır.

Sonrasında John kendi polis merkezine gelerek teslim olur. Burada tutuklanır ve soruÅŸturmaya alınır, Kevin Spacey’in muhteÅŸem oyunculuÄŸu baÅŸlar. Avukatı, Somerset ve Mills’e John’un onları bir yere götürmek istediÄŸini söyler. Bunu pek istemezler ama beÅŸ günahın cezalandırıldığını, geride de iki tane kaldığını ve belki bu ikisini ölmeden kurtarabileceklerini düşünürler. John ile yüksek gerilim hatları yanındaki bir yoldan bir yolculuÄŸa çıkarlar. Etraflarında da helikopterler onları takip etmekte hatta gidebilecekleri yerleri önceden kontrol etmektedirler. Burada yüksek gerilim hatları seyircinin de gerilimini arttırıyor tabii. 😀 Yolculuk sırasında üçlü arasında koyu bir sohbet de vardır tabi. Jonh burada bir daha asla unutamayacakları bir ÅŸey olacağından bahseder. Mills de adama dik dik konuÅŸup bir ÅŸey yaptığını sanmakta ama adam içinden göreceksin sen demektedir. 🙂 John özel bir ÅŸey olacağından bahseder, Mills sabırsızlıkla beklediÄŸini, John da onu çok bekletmeyeceÄŸini söyler. John’un kurbanlarının masum insanlar olmadığı yedi günahı iÅŸleyen kiÅŸiler olduÄŸu ve bu günahların artık çok sık iÅŸlendiÄŸi ve kanıksandığından bahsedilir. John artık bunun böyle olmayacağını, kendisinin bir emsal olacağını, Mills’in de ünlü olacağını söyler. Aslında burada insan bir toplu katliam fikrine kapılıyor ama öyle bir ÅŸey olmuyor, tabi sonucundaki bu olayın da o kadar hatırlanamayacak bir ÅŸey olması hafif biraz mantıksızlık gibi duruyor.

Yolda bir yerde John durmalarını söyler ve arabadan inerler. Bir köpek cesedi vardır ama John ondan habersiz olduÄŸunu söyler, doÄŸru söylüyor tabii.  Yol kenarına doÄŸru yürümeye baÅŸlarlar. Uzaktan yolda bir araç görülür. Somerset arabasıyla gidip arabayı durdurur ve oradan bir paket alır. Paketi açar ve sanırım Tracy’nin başını görüyor. Mills’in yanına koÅŸuyor ve John bu arada Tracy’yi öldürdüğünü Mills’e söylemiÅŸ bulunuyor. Mills kutuda ne olduÄŸunu sorduÄŸunda net cevap alamaması zaten John’a inanmsını saÄŸlıyor. John da bu arada Mills’in ailesini kıskandığını ve kendi günahının da kıskançlık olabileceÄŸini söylüyor. Buradaki amacı da Mills’in günahını kullanarak kendini öldürtmek. 🙂 Akıllı iÅŸi deÄŸilmi! Somerset onu öldürürse John’un kazanacağını söylese de Mills günahını iÅŸliyor tabi, onu öldürüyor. Aslında Somerset kutuda baÅŸka bir ÅŸey olduÄŸunu söylese onu öldürmeyebilir. Mills hapse gidiyor ve film de Somerset’in Ernest Hemingway’in ÅŸu sözünü söyleyip ikinci kısma katıldığını belirtmesi ile bitiyor; “Dünya güzel bir yerdir ve yaÅŸamaya deÄŸer.”.

Bu arada Mills daha önceki bir konuÅŸmasında silahını birkaç kez ateÅŸlediÄŸini ama öldürmediÄŸini söyleyip sevmediÄŸini de söylüyor. Burada ise sinirden adamı öldürerek yedinci günahı iÅŸliyor. Burada ölümle cezalanmayan tek bir Mills var, hapishaneye gidiyor. John bile kendi kendini öldürtmeyi baÅŸardı. Yalnız ölümü kendi günahının kendine dönmesi ile olmaz, Mills’in günahı ile olur. Hani bir de hayatından pek memnun olmayan Tracy’nin de öldürülmesi biraz tuhaftır, yahu onun bari günahı yok, niye eÅŸya gibi kullanıyorsun ki onu. 🙂

Bir bu yedi günaha bakalım:

  • Oburluk: Yemek yer pozisyonda ölen ÅŸiÅŸman adam
  • Açgözlülük: Cani ve tecavüzcüleri para karşılığında yanlış savunan avukatının ölümcül günahı.
  • Tembellik: Yatakta baÄŸlı olup ölü olduÄŸu sanılan ama yaÅŸadığı anlaşılan adamdır. Gözüne ışık tutulsa ÅŸoktan ölecek durumdadır. (Benim sebebim de bu olacak. 🙂 )
  • Åžehvet: Garip bir cinsel öldürücü aletle iliÅŸkiye zorlanarak ölen fahiÅŸenin günahı
  • Gurur: Zengin kadının günahı.
  • Kıskançlık: John’un Mills’in karısını ve yaÅŸamını kıskanmasıdır. Tabi daha öncesinde de farklı kıskanölıkları olabilir.
  • Öfke: Mills’in öfkelenip John’u öldürmüştür ama Mills farkedildiÄŸi üzere tüm film boyunca öfkeli bir tablo sergilemiÅŸtir.

Burada her şeyin çok baştan John tarafından planlandığından emin oluyoruz ve çok mükemmel bir plan olduğunu anlıyoruz. Sen cinayetinle ilgilenen dedektifleri inceleyip planına katacaksın, öyle düşüneceksin vs. müthiş bir şey yahu! 😀

Yediler de mesela günahlar ve cinayetler yedi, film yedi günde bitiyor yeterince kullanılmış… Tam Se7en yapılmış yani.

Yorum yok

Henüz bir yorum yok.

Bu yazıdaki yorumlar için RSS beslemesi. Geri izleme URI

Yorum yaz