Gelecek Elektrikli Araçlarda, Peki Şebekeler Nerede?

____________________________________________________________________

Her geçen gün daha fazla sayıda elektrikli otomobil modeli duyuyoruz. Artan çevreci motivasyonlar tüm gücünü fosil yakıttan alan fosil yakıtlı araçlar yerine birçok kaynaktan üretilebilen enerji ile çalışan elektrikli araçları önümüze sürüyor. Her ne kadar fiyatları çok pahalı olsa ve özellikle ülkemizde de çok çok pahalı olsalar da, Dünya genelinde elektrikli otomobillere bir yönelim olduğu ortada. Peki sadece bir elektrikli araç aldığımızda her şey tamam mı? Ya onun şarj fişini bir prize takınca?

Güzel bir bahar günü. Efil efil esen serin rüzgâr içimize bir huzur ve yaza yönelik beklentilerle bir mutluluk bir tazelik verirken, aynı zamanda az ilerimizdeki kocaman rüzgâr güllerini de döndürüyor. Bu rüzgar türbinlerinde üretilen elektrik, evimizde iş yerimizde ışık, ısı, ve hareket oluyor. Akşama birkaç yüz kilometrelik bir yolculuk yapacağımız elektrikli aracımız, evimizin prizinde takılı ve şarj olarak, yolculuğa hazırlanıyor. Pis benzin istasyonuna gitmemize gerek yok, evimizin rahatlığında şarj ediyoruz. Benzin koklamamıza, o dizelin iç yakan egsoz dumanını istemeden içimize çekmemize gerek yok. Tertemiz, yepyeşil enerji; hem de ihtiyacımız olduğu anda? Bu kadar güzel mi? Ya da bu kadar kolay mı?

Kaz DaÄŸları’ndan deniz manzaralı bir orta gerilim hattı.

Güzel ama kolay deÄŸil!.. Öncelikle elektrikli araçlar çok büyük ve yüksek kapasiteye sahip bataryalara sahiptir. Eski modellerde 15 – 20 KW seviyelerinden yenilerinde 100 KW’lara kadar bataryaları vardır. Kapasite ne kadar büyüyor, ÅŸarj etmek için o kadar daha fazla enerji gerekiyor. Evet, menzil de batarya kapasitesine göre artıyor ama tam olarak öyle olmuyor. Mesela her araç bir Tesla aracının 50 KW batarya ile gittiÄŸi yolu 50 KW batarya ile gidemeyebiliyor. Motor verimliliÄŸi, aracın ağırlık, tasarım vs. detayları büyük önem sergiliyor burada. Her ne kadar olursa olsun, bu bataryalar ÅŸarj etmek için ciddi büyüklükteler. Aynı anda binlerce telefonu ÅŸarj etmek gibi bir ÅŸey tek aracı ÅŸarj etmek.

Böyle olunca da ÅŸimdiye kadar pek etkisi görülmemiÅŸ bir sıkıntı gelecekte baÅŸ gösterecek gibi görünüyor. Elektrikli araçlar yaygın olmadıkları için orada burada az sayıda ÅŸarj edilen araçlar elektrik ÅŸebekelerine pek kayda deÄŸer yük oluÅŸturmadı. Ancak Avrupa’daki gibi elektrikli araçları öne koyan çeÅŸitli inisiyatifler ile elektrikli araç kullanımı gitgide yaygınlaşıyor . Elektrikli otomobil sayıları arttıkça ÅŸebekede aynı anda ÅŸarj olacak araç sayıları da artıyor. Bir mahallede bir elektrikli araç varsa bunun mahalledeki trafoya kayda deÄŸer bir etkisi olmayabilir. On tane araç varsa ve yine aynı anda ÅŸarj oluyorlarsa mesken kullanımında altyapı çok fazla çekime izin vermeyeceÄŸi için yine çok sorun olmaz. Ama bu on araç trifaze sanayi elektriÄŸi gibi 20 KW/s çekilebilen bir yerde ÅŸarj oluyorsa trafoda bir miktar hissedilir yük oluÅŸturur. 10 deÄŸil 100 araç ÅŸarj oluyorsa ise her türlü trafonun panosundaki göstergeleri hareketlendirir. 100 araç hızlı ÅŸarj oluyorsa ise bölgeyi besleyen yüksek gerilim trafolarının kontrol panolarındaki ibrelere bile etkileri olur.

Elektrikli araçlarda ÅŸarj tek bir hızda olmaz. DC hızlı ÅŸarj dediÄŸimiz yeni araçların hemen hepsinde bulunan ve daha çok ticari ÅŸarj istasyonlarında kullanılan bir yöntem var. DoÄŸru akımla çalışır ve alternatif akımdan doÄŸru akıma dönüşümü ÅŸarj istasyonu yaparak aracın bataryasının desteklediÄŸi maks. deÄŸerlerde enerjiyi bataryaya kayıpsız ÅŸekilde aktarabilir. Bu ÅŸekilde saatte 500 KW enerji basabilen ÅŸarj istasyonları bile geliÅŸtirilebiliyor. Tabi bu kapasitede araç bataryası yok ama bu ille 500 KW basacak deÄŸil, 50 KW bataryayı saatin onda biri sürede ÅŸarj edebilecek demek. Ya da bir elektrikli tırın bataryasını o kapasitede ÅŸarj edebilecek diyelim. Not: Bataryalar ÅŸarj esnasında ısındığından güvenli bir ÅŸekilde ÅŸarj olmaları için ÅŸarj hızı eÄŸrileri sürekli ayarlanır. BoÅŸ batarya ilk baÅŸta az, sonra çok yüksek ve dolmaya yaklaÅŸtıkça da azalarak düşük akımlarla ÅŸarj edilir. Bu ÅŸekilde 500 KW saat ile ÅŸarj edebilen bir ÅŸarj aletinde bile 50 KW bataryalı bir araç yarım ya da bir saatte ÅŸarj olur yine. DoÄŸru akımdan sonra AC yani alternatif akımla hızlı ÅŸarj yöntemi var ki, burada bataryaya doÄŸru akımı aracın kendi ÅŸarj devreleri saÄŸladığı için çoÄŸu araç 10 KWs gibi deÄŸerlerde ÅŸarj oluyor. Renault Zoe gibi bazı araçlar bu iÅŸlemde elektrik motorunun invertör devresini kullandığı için 20 ya da 42 KW saat gibi ÅŸarj deÄŸerlerine ulaÅŸabiliyor. Bu da yine ticari ÅŸarj istasyonları ya da trifaze elektrik kullanan iÅŸyerleri ve sanayi ortamlarında ÅŸarj etme esnasında geçerli deÄŸerler. Evlerde ise ev altyapıları elektrikli araçların yüksek hızda ÅŸarjı için çok uygun olmadığından 2 – 3 – 7 KWs gibi deÄŸerlerde ÅŸarj oluyorlar.

ZES AC şarj istasyonları.

Yani ticari elektrikli araç şarj istasyonlarında çok hızlı, dolayısıyla anlık çok fazla akım çekilen bir şekilde araçlar şarj edilirken, evlerde ise düşük hızlarda şarj oluyorlar. Bu şekilde büyük şarj istasyonları kendilerine özel bir trafo ve elektrik tesisatı ile iş yaparken, evde bölgemize enerji sağlayan trafoya ek bir şey olmadan evimizde aracımızı şarj edebiliyoruz. Yaklaşık 10 aracın aynı anda hızlı şarj olduğu bir ticari hızlı şarj istasyonu küçük bir mahalle kadar enerji çekebiliyor. Bu da buna göre yatırım gerektiriyor tabi. Evde ise aracı şarjda bırakabileceğimiz süre de fazla olduğundan yavaş ve ucuz şarj bizim için bir sıkıntı oluşturmuyor. 10 saatlik bir şarj süresi çoğu aracın bataryasını yarıdan fazla doldurabiliyor mesela. Genel kullanımda, kullanıcıların günlük ihtiyacını aracını evde şarj ederek karşılayıp, uzun yola çıktığında hızlı şarj istasyonlarını kullanarak daha rahat ve fiyat olarak uygun bir şarj şekli benimsemeleri bekleniyor.

Gelecekte daha fazla aracın elektrik şebekelerine bağlanması ile enerji tüketiminde olacak değişiklik elektrik şebekelerine ekstra yükler bindirerek ekstra yatırımlar gerektirecek. Şuanda araçların tamamına yakını fosil kaynaklardan enerjisini elde ederken ilerde farklı kaynaklardan elde edilen elektrikle şarj olan araçlara geçilmesi enerji tedarik zincirlerinde de değişikliklere sebep olacak. Benzin istasyonu yerine evlerde ev şarj istasyonları, uzun yolculuklar için hızlı şarj istasyonları yaygınlaşacak. Bu da hem elektrik enerjisinin üretimi hem de iletimi tarafında yatırımlar gerektirecek. Araçların şarj edileceği istasyonlar noktasında da yatırımların şart olduğu unutulmamalı ki bunlar şarj istasyonu firmalarının yatırımları ve bireysel yatırımlar olacak.

Dediğim gibi mahallemizdeki bir trafodan bir araç şarj oluyorsa trafoya hiç etkisi olmaz, 10 araç şarj ediyorsa 10 tane elektrikli ısıtıcı, şofben gibi cihaz çalıştırıyor diyebiliriz. Trifaze şebeke varsa daha fazla. Araç sayısı arttıkça bu trafolara ve diğer elektrik tesisatına etkileri artar. Bu durumda kapasitesinin tamamına yakın çalışan trafo ve panolarının güçlendirilmesi gerekir. Trafoların daha güçlü trafolarla değiştirildiğini, panoların güncellendiğini, evlerimize enerjiyi sağlayan kabloların daha kalınlarla değiştirildiğini ya da mahallemize daha sık trafo kurulduğunu düşünelim, sorun çözüldü. Bu trafolara akım sağlayan orta gerilim şebekedeki kablo ve diğer ekipmanların da güncellenmesi gerekecek ki artan yüklerden onlar da direk olarak etkileniyor. Hadi ince kablolar kalınları ile değiştirildi, yeni hatlar çekildi ve çözüldü olsun. Şehri besleyen ana trafoların yükü de arttığı için gördüğümüz o çok büyük trafoların kapasite ve sayılarında da artış yapılması gerekiyor. 50 kVA trafolar 100 kVA ile değiştirildi diyelim, yetmeyen yerde yeni trafolar geldi değiştirildi diyelim, sorun çözüldü. Bu trafo merkezlerine enerji taşıyan hatlarda da yük oldukça arttı, bu hatların kapasitesini ve sayısını arttırmak gerekli. Yaptık çözüldü. Bu hatlara enerji verecek santraller de önemli. Her tarafa rüzgâr türbini diktik, güneş enerjisi santralleri kurduk çözdük diyelim.

TEİAÅž’ın 380000 volt yüksek gerilim hatları.

Evdeki kullanıcı da evinde aracını şarj edebilsin diye elektrik tesisatını elden geçirtip düzgün sigortası, yeterli kalınlıkta kablosu ve koruyucu önlemleri olan bir elektrik tesisatına geçmesi, evinin uygun bir yerine şarj için uygun bir priz ya da bir şarj ünitesi kurdurması gerekli. Apartmanların otopark alanları gibi alanlarda da bu tür kurulumlar olacaktır. Diyelim bunlar da yapıldı. Diyelim de demekle iş olmuyor işte!

Enerji sorununun bir çözümü aslında bu evlerdeki yavaş şarj istasyonları. Gece kullanıcıların uyuduğu esnada zaten enerji tüketimi düşük ve fiyatlar da ucuz. Bu saatlerde herkes aracını şarja taksa şebekeler çok fazla zorlanmadan şarj edilebilir araçlar. Herkesin de uzun yol ihtiyacı olmadığı ve her gece şarj ihtiyacı da olmadığı için aslında olayın en makul boyutu bu. Günlük kullanıcı evlerinde, uzun mesafe kullanıcılar hızlı şarj kullanarak ciddi bir sıkıntı yaşanmadan en mantıklı kullanım şekli bu oluyor.

Tüm bu yatırımlar çok pahalı yatırımlar. Farklı birim ve kurumlar tarafından yapılması gereken yatırımlar. Yerel dağıtımda ülkemizde özelleÅŸtirilmiÅŸ dağıtım ÅŸirketleri ve ülke genelinde iletim ÅŸebekesinin sahibi hâlâ devlet kuruluÅŸu olan TEİAÅž’ın el atması gereken yatırımlar. Enerji üretimi tarafında devlet ya da özel kurulmasına ihtiyaç olan pek çok santral. Evinde aracını ÅŸarj etmesi için araç sahibinin yapması gereken diÄŸerlerine göre çok çok ufak yatırım. Göründüğü gibi bu elektrikliye geçiÅŸ serüveninde çok fazla ve farklı kuruma iÅŸ düşüyor.

Ülkemizde henüz pek etkilerini görmüyoruz. Çünkü elektrikli araçlar zaten pahalı iken bir de ülkemizin ekonomik durumu ve döviz kurları ile alınamayacak fiyatlara doÄŸru gidiyorlar. 🙂 Bu ÅŸekilde Avrupa’nın unuttuÄŸu fosil araçları biz toplayacağız gibi. 🙂 TOGG projesinden araçlar üretilse de onların fiyatları da bedava olmayacak. Ancak yurtdışında sorunlar yaÅŸanıyor bile.

Mesela Amerika’da New York’ta Gravity diye bir giriÅŸim Manhattan’da 50 aracın aynı anda hızlı ÅŸarj olabileceÄŸi bir ÅŸarj istasyonu kurmak istemiÅŸ. Åžarj alanı için otopark firmaları ile vs. anlaşılabiliyor ama sıkıntı elektrik ÅŸirketinde doÄŸuyor. O 50 aracı aynı anda ÅŸarj edecek ve o süre boyunca çok yüksek akım çekilecek o istasyona enerjiyi taşıyacak altyapı bölgede yok. İlgili elektrik firmasının bunu yapması da yıllar sürecek. Gravity, çözümü birçok noktaya dağıtılmış ÅŸarj aletleri kurmakta buluyor. Bu ÅŸekilde daha kısa sürede araçları ÅŸarj etmeye baÅŸlayıp daha erken kazanmaya baÅŸlayabiliyorlar. Åžebeke de bir noktada oluÅŸacak muazzam bir yük olmadığı için buna hazırlanacak muazzam bir yatırım yapılmasını gerektirmiyor.

İşin baÅŸka bir tarafı da elektrik üreticileri tarafında. Amerika’daki çoÄŸu yüksek gerilim hattı uzun yıllar önce inÅŸa edilmiÅŸ ve tam kapasite çalışan hatlar. Hani daha fazla araç bir noktadaki ÅŸebekeye baÄŸlandıkça daha fazla enerjinin buraya saÄŸlanması gerekiyor. Ancak hatlar zaten tam kapasite çalıştığı için bu enerji buraya saÄŸlanamıyor. Yine diyelim ki devasa bir rüzgâr türbini çiftliÄŸiniz var. Rüzgârlı bir havada çok iyi enerji üretebilirsiniz. Ancak hatların kapasitesi dolu olduÄŸu için ürettiÄŸiniz enerjiyi taşıyacak yüksek gerilim hattı yok. Bu durumda ilgili elektrik ÅŸirketleri sizden enerji satın almıyor ve iÅŸ yapamıyorsunuz. En verimli havada bile rüzgâr gülleriniz dönmeden durabiliyor. Siz ucuz ve temiz enerji üreteceksiniz diye de baz yük için kullanılan nükleer enerji ve kömür santrallerini kapatmak da olmuyor öyle.

Ayrıca Amerika ne kadar gözümüzde büyük modern bir ülke olsa da, altyapısı uzun yıllar önce yapılmış olan ve artık tabiri caizse dökülen bir ülke. Şirketler bunu yenilemekte ve kapasitesini arttırmakta yetersiz kalıyor. Joe Biden yönetimi milyarlarca dolarlık altyapı yatırımları yapılmasını amaçlayan bir planla uğraşıyor bu yüzden. Kışın ciddi soğuklarda ya da yazın şiddetli sıcaklarda birçok yerde yeterli enerji üretilemediğinden ya da iletilemediğinden elektrik kesintileri uygulandığını biliyoruz. Özetle durumunu şöyle açıklayalım. 200 bin nüfuslu bir şehir için 50 yıl önce yatırım yapılmış ve yüksek gerilim hatları dikilmiş. Zamanla şehir nüfusu artmış ve yeni rüzgar ve güneş santralleri, doğalgaz santralleri de devreye alınmış. Ancak iletim hatları 200 binlik şehir için kurulmuş şehir, 400 bin nüfusla ve günümüzün klima, elektrikli ısıtıcılar gibi nimetleri ile bu hatlara yük bindirince bu hatlar bu enerjiyi taşıyamadığından sorun yaşanıyor. Şebekeyi koruyup tüketimi sınırlandırmak için dağıtılmış elektrik kesintileri uygulanıyor vs.

Ülkemiz daha küçük ve yönetimi daha kolay bir ülke. Bu açıdan elektrikli araç olarak olmasa da genel elektrik ÅŸebekeleri olarak bazı yatırımlar yapılıyor. İyi rüzgâr alan yerlere mesela, havsa trafo merkezleri kuruluyor. Rüzgâr santrallerinde üretilen enerji TEİAÅž’ın yüksek gerilim kademelerinden biri olan 154 bin volta yükseltilip enterkonnekte ÅŸebekeye veriliyor. Ancak bu voltajda iletim uzak mesafelere çok verimli olmadığı ve yerel olarak kullanımı da sınırlı olabildiÄŸinden uzak mesafelere iletilmesi gerekiyor. Bu noktada bu rüzgâr enerjisi santrallerinden 154 bin volt olarak toplanan enerji TEİAÅž’ın havsa trafo merkezlerinde 380 bin voltluk kademeye yükseltilip buradan daha uzak noktalara iletilmesi saÄŸlanabiliyor. Bu ÅŸekilde üretildiÄŸi yerde tüketilemeyen enerji daha uzak yerlere gönderilip farklı yerlerde kullanılması saÄŸlanıyor.

TEİAŞ 154000 volt yüksek gerilim hattı.

Bu ÅŸekilde yatırımlar var ama ihtiyacı ne kadar karşılıyor bilmiyorum. Tabi bildiÄŸim kadarıyla TEİAÅž tarafında enerji iletiminde ciddi kapasite sorunlarımız yok ÅŸuan. Gelecekte ise ne olur, elektrikli araçlara ne kadar yeter ÅŸebekemiz bilmiyorum. TEİAÅž’ın stratejik planlarında belirttiÄŸi bir sıkıntısı gerekli yatırımları yapacak bütçeye sahip olmamak. Bu durumda ileride bizim de çeÅŸitli sıkıntılar yaÅŸamamız olası. İletimi geçtim, dağıtım tarafında özel dağıtım ÅŸirketleri ÅŸebekelerine ne kadar yatırım yapıyor, ne kadar iyileÅŸtirebiliyor ve yeterli bir hızda mı oluyor bu, bir muamma.

İşin yönetim kısmı ayrı muamma. Hat ve üretiminizin teorik kapasitesi ne kadar yüksek olsa da elektrik enerjisi anlık üretilip anlık tüketilen bir denge gerektiğinden sıkıntı yaşanabiliyor. Mesela geçtiğimiz yaz bir sabah birçok bölgede elektrik kesintisi yaşanmıştı. Teorik kapasitenin çok rahat yeterli olabileceği, yükün düşük olduğu bir sabah saatinde, enerji tedarikçileri ile anlaşılamaması vs. sebeple hatlara yeterli enerji sağlanamayıp voltajlar ve frekanslar düşebiliyor.

Özetle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde elektrikli araçlara ciddi bir yönelim var. Ancak bu yönelimi destekleyecek araç şarj imkânları şuan oldukça kısıtlı. Bunu destekleyecek şarj istasyonlarının kurulması, bunlara enerji sağlayacak şebekelerin geliştirilmesi ve kurulması, gerekli yerlerde yenilenmesi de oldukça pahalı yatırımlar. Bunları toparlayacak firmaları şiddetli şekilde yönlendiren bir motivasyon yok. Motivasyon olsa da para yok, çok büyük yatırımlar gerekiyor çünkü. Bu şekilde de halihazırda elektrik kesintilerinin yaşandığı yerlerde çok büyük yatırımlar gerekiyor ve zor bir süreç olacak. Hani gelecek göründüğü kadar parlak değil konu ile ilgili. Ülkemizde ise şimdilik böyle dertlerimiz yok. Çünkü en basit bir elektrikli araç bile 500 binin üzerinde fiyatlara ulaşmış durumda. Gelecekte ekonomimiz toparlanıp böyle bir elektrikli akınına kapılma durumunda ise bizim de ciddi sorunlarımız olacaktır.

Yorum yok

Henüz bir yorum yok.

Bu yazıdaki yorumlar için RSS beslemesi. Geri izleme URI

Yorum yaz