Kendinize sınır koymayın

____________________________________________________________________

Bir gün bir balıkçı balık tutma malzemeleri ve sepetleri ile balık tutmaya gitmiş.

Gittiği yerde bol şans dilediği diğer balıkçılar hiç balık yakalayamamışlar. Adam “Ya nasip” diyerek oltasını atmış. Kısa bir süre sonra oltasına büyük bir balık gelmiş; ama adam balığı iğneden kurtarmış ve kendi kendine, ‘Olmadı.’ diyerek, balığı nehre bırakmış. Kısa bir süre sonra daha da büyük bir balık yakalamış; ama yine onu da oltadan kurtarıp geriye nehre bırakmış. Çevresindekiler de durumdan birşey anlamamış şaşkın şaşkın bakınıyorlar. O sırada küçük bir balık tutmuş, çevredekiler büyüklerini nasılsa attı bunu da atar demişler. Ancak bu sefer adam balığı oltadan kurtarıp nehre değil sepete atnış. Adama şaşkın şaşkın bakan balıkçılardan biri “Büyük balıkları suya geri atıyorsun, küçüğü niye sepetine koydun?” diye sormuş.

Adamın cevabı da şöyle olmuş; “Balıklar büyük ama benim sepetim küçük, sepetime göre balıkları yakalamalıyım.”

Adamımız sepetin büyüklüğünü kendine bir sınır olarak belirlemiş. Bu sepete sığacak balıklarla ilgilenmeliyim diyor. Halbuki, tuttuğu balıklar sepetten bile büyük olabilir, onları elle de taşıyabilir. Ha sepeti taşımış ha balığı.

Kıssadan hisse: Bir kişi yapacağı şeye sınırlama koyuyorsa, yapabileceklerine de sınır koymuş demektir. (C. M. Schwab)

1 Yorum

  • Yazan: E. Ali, 9 Ocak 2009 @ 5:35 pm

    Başka bir açıdan ise şöyle olabiliyor:
    hedefini çok yüksek tutup ona göre çalışırsan o hedefe ulaşman belki zayıf ihtimal ama bu yolda mahrum olmak yoktur.
    küçük hedef belirleyen ise daha az çalışır onu bile bulamayabilir.
    Ben bir zamanlar boğaziçi üniversitesini hedeflemiştim ona göre çalışmıştım. çok çalışmıştım. olmadı ama istanbul üniversitesini kazandım. demek ki istanbul üniversitesini hedefleseymişim daha az çalışacakmışım gevşek davranacakmışım onu bile kazanamayacakmışım!

Bu yazıya bağlantılar

Bu yazıdaki yorumlar için RSS beslemesi. Geri izleme URI

Yorum yaz