Ormanlarımız Satılık Değildir; Bir İmzaya Karşı Bir Milyon İmza

____________________________________________________________________

TEMA Vakfı, 2/B orman alanlarının satılmaması ve aynı sorunun tekrar yaşanmaması için “Bir İmzaya Karşı Bir Milyon İmza” sloganıyla imza kampanyası başlattı. Erozyonla Mücadele Haftası nedeniyle 17-25 Kasım 2007 tarihleri arasında TEMA Gönüllüleri tarafından 72 il ve 22 ilçede 94 noktada imza standları açılacak. TEMA Gönüllüleri 21 Kasım 2007 tarihinde Ankara’da Atatürk Kültür Merkezi’nden Anıtkabir’e “Ormana Saygı” için yürüyecek. Siz de buradan imza kampanyasına katılabilirsiniz.

Konu hakkında daha ayrıntılı bilgiyi, konuyu ilk olarak gördüğüm yakuter’deki tek çözüm ormanları satmak mı yazısından ve TEMA’nın sitesindeki şu sayfasından bulabilirsiniz.

14 Yorum

  • Yazan: Pınar Altuntaş, 26 Kasım 2007 @ 1:34 pm

    Teşekkürler Ferhad.
    Kampanya ile ilgili detayları mutlaka dikkatle inceleyip takip edeceğim.
    Hatta bende nacizane destek olacağım.
    Doğal güzelliklerimiz yok ediliyor !
    Hassasiyetin için ayrıca teşekkürler.

  • Yazan: FeRHaD, 26 Kasım 2007 @ 1:38 pm

    Kampanyaya desteğin için asıl sana teşekkürler. 🙂

  • Yazan: Erdal Ali, 1 Aralık 2007 @ 12:21 am

    Mücadele edilmesi gereken bin bir problem var. Binbir çeşit kötülük yapan insanlar var. Bunlardan bazıları bazı konularda bize destek bile oluyor. Eğitim sistemimizde devrim yapılıp çok ciddi bir eğitim sistemi kurmamız lazım aslında.
    Yoksa bir düşünürün dediği gibi “her kişinin başına bir polis dikemezsiniz” gerçeğiyle karşı karşıyayız. Ki polislerin bile azımsanamayacak derecede bir kısmı her türlü yolsuzluğu yapmaya açık kişiler. Benimle aynı okul sıralarını paylaşan o günlerin masum çocuklarının çoğu şimdi yanlış yollarda, paradan başka şey düşünmeyecek kafada.

  • Yazan: FeRHaD, 1 Aralık 2007 @ 2:43 pm

    Haklısın, polis olsa ne olurki rüşveti aldıktan sonra. Hatta biri, bir arkadaş boş bir yolda kırmızı ışıkta motoru ile beklerken polis gelip salak mısın ne bekliyorsun demişti. Hepsi aynı kafa işte. Dinciler dersin o da cemaat yurdunda arkadaşların boxerleri tişörtleri çalınıyordu. Hepsi aynı.

  • Yazan: Erdal Ali, 2 Aralık 2007 @ 3:37 pm

    Buradaki yorumuma cevabın için: Bak işte bazı dindar kişilerde bile nelere şahit oluyoruz. Benim de bir ara başıma gelmişti. Başka bir yönden düşünürsek, ben de dindar sayılabilecek bir insan olmamla beraber; tamam hırsızlık filan asla yapmam ama Allahın rızasına uymayan kalp kırmak sinir öfke gibi hallerim oluyor. Bunlar da hırsızlıktaki gibi kul haklarına girer.
    Kısaca ne demek istiyorum: Öyle bir eğitim sistemi olmalı ki insanın bilgileri, hayat felsefesi, inancı ne varsa bunlar teoride kalmamalı. İnsanın bütün değerleri insanın çocuklukta aldığı eğitimin etkisiyle pratik hayatta uygulanıyor olmalı. İşte o şekilde özü sözü bir, kendinden emin, yanlışlara açık olmayan, kuvvetli, tuttuğunu koparan, hedeflerinde bilinçli ve azimli nesiller yetiştirilmeli. Şimdi bakıyorum da çoğunluk her türlü telkine açık. Özü sözü bir olamıyor. En faziletli sandığımız kişileri bile kızdırırsak onlardan büyük çirkinlikler açığa çıkabiliyor. Her şeyimiz her iddiamız laftan öteye geçemiyor. Uygulamada sıfırız. Çoğunluk olarak bu haldeyiz.

  • Yazan: FeRHaD, 2 Aralık 2007 @ 8:22 pm

    Bahsettiğin eğitim sistemi çok iyi olur fakat biraz ütopya. Şu anki eğitim sistemimiz bile tam olarak uygulanamazken onu nasıl yaparız bilmem.

  • Yazan: Erdal Ali, 2 Aralık 2007 @ 8:58 pm

    Ben zaten şöyle olursa şöyle olur diyorum. Ütopya evet, asla bir araya gelemeyecek kitleler için elbette ütopya. O kadar bölünmüş parçalanmışız ki.. Bu durumda sadece en kuvveti kesimin sözü geçecek yakın bir gelecekte.

  • Yazan: FeRHaD, 2 Aralık 2007 @ 9:01 pm

    Umarım sadece yakın gelecekte olur.

  • Yazan: Erdal Ali, 2 Aralık 2007 @ 9:49 pm

    Ne olur ne olmaz, kim nasıl çalışıyor, kimin uzun vadeli hedefleri nelerdir, kim ayağını yere ne kadar sağlam basıyor, kim en sağlam temelleri atıyor, bütün bunları biz oradan buradan görüp duyup kafamızda sentezleyerek tahmin edebiliriz veya delilsiz kehanet gibi öne süreriz. Ama ABD her şeyi önceden araştırmış bizi bizden iyi biliyor. Halk olarak parçalanmışlık da var. Hani derler ya Allah sonumuzu hayretsin. Halk bir bütün olarak her şeyi kendi denetimi altına alamıyor. bence en büyük sorun en büyük tehlike bu. Biz birbirimizi bilmiyoruz. Belki böyle şeylerle ilgilenmek yönünde hiçbir gayretimiz yok. her kesim birbirini yanlış görürken amerika malı götürüyor. geleceğimizi çalıyor hatta. en azından en büyük gayesi bu. becerebilir mi bunu zaman gösterir ama ABD elinden geleni yapıyor. bizde her kesim birbirini suçluyor. kabahat samur kürk olsa kimse sırtına almaz.

  • Yazan: FeRHaD, 2 Aralık 2007 @ 10:03 pm

    Evet Amerika ne yazık ki bizi bizden iyi biliyor ve bunu kullanıyor. En basitinden CIA’in Türkiye hakkındaki verileri bunun bir kanıtıdır. Biz birbirimizi içten yemeye devam ettikçe onlar da bizi bize görünmeden yemeye devam edecekler.

  • Yazan: Erdal Ali, 2 Aralık 2007 @ 10:31 pm

    Adamların çok eskilere dayanan köklü stratejileri var. Büyük bir ihtimalle bir dahaki seçimler zamanında mı yapılacak yoksa erken seçim mi olacak, nasıl bir siyasi yapılanmayla hangi parti iktidara gelecek, başbakan kim olacak bütün bunları şimdiden ölçmüş biçmiş her şeyi ayarlamışlardır. Birbirimizi yiyoruz bunu yaptıranlar da onlar. Bütün dengeler onların lehine işleyecek şekilde ayarlanmıştır. Ne desek boş bence. Halkımızın her türlü eğilimlerini çok iyi biliyorlar. Bizim eski filmlerde görmüştüm ama haklarında detaylı bilgi edinemedim: 60’lı yıllarda sanıyorum: Barış gönüllüleri adıyla Türkiyeye gelen Anadoluda köy köy gezen, halkın arasında bir müddet yaşayıp her gördüğü duyduğu şeyi yazan, bu konuda defter tutan amerikalı gençler varmış. bir Türk filminde bunlardan bir kız konu edilmişti. bir Türk genciyle olan gönül macerası filan. film siyasi değildi. bir tür aşk filmiydi. ama barış gönüllüsü gezgin gençler gerçekmiş ve filme bir şekilde konu edilmiş diye hatırlıyorum. eğer bu doğru ise adamların ne kadar dehşet çalışmaları olduğu ortada. yani o gençler özel görevliydiler ki iç dünyamızı da olduğu gibi öğrenip abd yetkili kişilerine rapor etsinler. şimdi de bunu yapanlar vardır elbet.
    verdiğin cia verilerini incelerim.

  • Yazan: FeRHaD, 2 Aralık 2007 @ 10:38 pm

    İşin ilginci CIA’in sadece Türkiye değil tüm ülkeler hakkında bu tür bilgilere sahip olması. Tüm devletlerin içini dışını biliyor. İstihbaratları çok iyi. Zaten gelişen teknoloji ile de artık çok daha bilgiye ulaşacaklar.

  • Yazan: Erdal Ali, 2 Aralık 2007 @ 11:09 pm

    Evet bütün bunların ışığında onları yakalayabilmemiz mucize gibi görünüyor. Yine de insanoğlu azmederse başaramayacağı şey yoktur. Her şeye rağmen karamsar olmamalıyız. neticede onlar da insan biz de.

  • Yazan: FeRHaD, 3 Aralık 2007 @ 2:49 pm

    Evet onlar sadece teknoloji olarak biraz daha gelişmiş, biz de gelişebiliriz fakat elimizde olan bilim adamlarını da uçak kazası vb. kaybediyoruz. Bilime kesinlikle daha fazla önem verilmeli ama kimin umrunda.

Bu yazıya bağlantılar

Bu yazıdaki yorumlar için RSS beslemesi. Geri izleme URI

Yorum yaz