İlk yıldırım karem

____________________________________________________________________

Yıldırım görüntülerine ve fotoğraflarına oldum olası bayılırım. Bazen geceyi gündüze çeviren beyaz bir çubuk, bazen günbatımının etkisiyle pembe çakan bir şimşek, çekmişlerdir beni hep. Bert Reimer vs. bazı yıldırım fotoğrafçılarını da uzun zaman önce bir ara çok araştırmış ve takip etmiştim. Taa, ADSL olmayan günlerde. 😀 Sabahın köründe sitelerinden fotoğraflarının hepsini kaydetmiştim kendime falan. 😀 Tabi kendim de arada çekmeye çalışırdım ama, olmazdı. Tabi sonunda o da olur gibi oldu. 😀

Öncelikle, Tekirdağ’ın Muratlı ilçesinde fazla gök gürültülü ve yıldırımlı hava olmuyor. Amerika’da elektrik yüklü bulutların yağmur yağdırmadan dolaştığı kuru yıldırım fırtınaları oluyor, burada öyle şeyler de yok. 🙂 Eskişehir’de de şehir içinde etraftaki yüksek binalardan hiç düzgün bir şey görme imkânım olmazdı.

Ancak geçende Atatürk İlköğretim Okulu’ndaki bir çekimden dönerken hava bozdu ve başladı gök gürlemeye, şimşekler görünmeye, yıldırımlar yere düşmeye. Ben de biraz durdum ve bir şeyler çekmeye çalıştım. Sonuç, başarı 1/20. 😀

Yanımda fotoğraf için tek Samsung Omnia i900 cihazım vardı, idare edecektim, gerçi fena da iş yapmazdı alet. Ancak Mikail melek bana garezi mi vardır bilmem, ben cep telefonunu nereye doğrultursam tam zıttı tarafta çaktırıyor şimşeği, düşürtüyor yıldırımı. 🙂

Bir ara kızdım, video çekeyim dedim, onda da kalın pembe bir çizgi şeklinde çıkıyor her şey, işe yaramıyor yani.

Cep telefonunun fotoğraf çekme düğmesine yarım basıp uzağa odaklanmasını sağlıyorum. Sonra tam karşıda bir yıldırım oldu mu, düğmeye tam basıyorum. Sonuç hüsran. 🙂 Fotoğraf yakalandığında yıldırım gitmiş oluyor. 🙁

Ama!.. Şansıma bir yıldırım bir çatal şeklinde yere ulaştı, ben de düğmeye bastım. Tam o sırada bir ikinci çatal daha yere indi ki, bu düğmeye basarak kaybettiğim zamandan sonra gelerek kareme girmeyi başardı. 🙂 Tabi, bunu da yıldırım tam ölmeye başlamışken yakalamışım. O an yakaladım demiştim, ama sonradan fotoğraflara bakarken bulamamıştım fotoğrafı. Ta şimdi buldum. 🙂

Yakaladığım ilk yıldırım görüntüsü.

Yakaladığım ilk yıldırım görüntüsü.

Ne kadar sönük olsa da yakaladığım ilk yıldırım görüntüsü bu. Daha öncekileri ya yıldırımsız, ya da parlak beyaz bir görüntü olurdu. Ama bunda aşağı doğru inmiş bir çubuk var işte. 😀

Reflekslerimi geliştirmem lazım benim, yıldırımın ışığı göründüğü gibi düğmeye tam basmalıyım. 🙂 Aslında parlak ışığı algıladığında düğmeye otomatik basacak bir devre yapmam ya da bulmam gerek, gerçi o zaman da tadı kaçar. 😀

Bkz. Yıldırım güvenliği.

2 Yorum

  • Yazan: krsnsk, 17 Haziran 2011 @ 11:22 am

    hassas bi ışık algılama devresi ile yapılabilir. tabi burda makinanın tepki süreside önemli. ama dediğin gibi kendin yakalarsan zevki bir başka

  • Yazan: FeRHaD, 18 Haziran 2011 @ 3:54 am

    Aslında patronda bozuk bir arka flaş falan varsa, ondan alabilirim devreyi. 😀 Bir de fotoğraf makinesinin düğmesine basacak bir mıknatısı itirecek şekilde bobinli bir parça, tamamdır. 😀
    Tabi o da çok bedavacılık olmuş olacak ama, teknolojinin nimetleri. 😀

Bu yazıya bağlantılar

Bu yazıdaki yorumlar için RSS beslemesi. Geri izleme URI

Yorum yaz