Kan Bağışından Sonra Koşu / Antrenman

____________________________________________________________________

AkÅŸam koÅŸumu yapmaya hazırlanmışım, bir 10K yapsam güzel olur diyorum. Saatimde koÅŸu aktivitesini seçtiÄŸimde bana bir antrenman öneriyor. 4.35 tempo ile ikiÅŸer dakikadan 8 kez koÅŸmamı istiyor. 4.35’ler uzun süredir tempolu koÅŸmayan biri için zor gelir ama iyi geliÅŸtirir herhalde diyerek kabul ediyorum. BaÅŸlıyorum koÅŸmaya. Ä°lk on dakika 6.05 tempo ile ısınma koÅŸusu. Nabza bakıyorum, ısınma sınırlarının üstündeyim. 10 dakikadan sonra interval kısmı geliyor ve basıyorum. Ama basamıyorum. Motor 4.35 tempo koÅŸamıyor, 4.48’in üstüne çıkamamışım ve nefes nefese koÅŸuyorum onu da. Nabız da 196’ya fırlamış. 2 dakika doluyor ve dinlenmeye geçiyorum. Sonra böyle koÅŸulmaz deyip bırakıyorum koÅŸuyu, koÅŸacak enerjim yok. Tempolu yürüyüş yapıyorum. Peki neden koÅŸamadım? Tempo çok mu yüksek geldi? Hava mı soÄŸuktu? BaÅŸka bir ÅŸey mi?

Hava 13 derece idi ve şort ve üstte bir içlik üstü tişört ile gayet de koşulacak bir hava şartı. Tempo da yüksekti ama daha ısınma koşusunda nabzımın çok yüksek olması bir soruna işaretti. Beslenme olarak ise sabah direk evden çıktım ve öğlen gibi bir dürüm gömdük arkadaşlarla. Sonra da kek aburcubur vs. kötü bir beslenme. Ama sebep bu da olamazdı. Kahve nabzımı yükseltir ama, kahve de içmedim. Bir çay ve dört bardak kola sanırım.

Sonra ilk baÅŸta aklıma gelen bir olasılık vardı ki, koÅŸudan ziyade bir süre yürüyüş yapsam iyi olabilir diyordum. Ama heyecan fazla basınca koÅŸmayı tercih etmiÅŸtim. Ä°ki gün önce Kızılay’a 10. kan bağışımı gerçekleÅŸtirmiÅŸtim. Vücuttan kanın alınması demek oksijen taşıyan alyuvarların sayısının azalması demek. Vücut her ne kadar giden kanı telafi etmeye çalışsa da çok kısa bir süreç deÄŸil bu. Daha az alyuvar, daha az oksijen demek. E oksijen olmadan da koÅŸarken harcayacağın enerjiyi nasıl üreteceksin? Kalp azalan alyuvar sayısına göre vücudu oksijenle beslemek için daha hızlı atmaya baÅŸlıyor. Yani pompa daha çok çalışıyor ki, aynı oranda oksijeni ulaÅŸtırabilsin vücuda. Ancak tam olarak ulaÅŸamıyor tabii ki.

Sadece alyuvarlar değil, akyuvarlar, trombositler, kanda bulunan diğer mineral ve materyaller her şey azalmış oluyor. Bu da yoğun aktiviteyi zor hale getiriyor biraz. Vücudunuza gereken enerjiyi sağlayacak kan, vücudunuzda yeterince bulunmuyor çünkü.

Biraz araştırıyorum sonra. Yapılmış bazı çalışmalar var. Kan bağışından iki saat sonra, vücudun maksimum oksijen taşıma kapasitesi (VO2Max) %15 kadar düşük olabiliyormuş. Ayrıca %19 daha erken bitkinlik noktasına ulaşılmış bir çalışmada. Kan bağışından sonraki 2 ile 7 gün gibi sürelerde de Vo2Max değeri %7 ile %10 arası düşük olabiliyormuş. Sadece plazma bağışı ise bağıştan iki saat sonra tükenme süresini azaltsa da birkaç gün sonra ciddi bir etkisi olmuyormuş. Bu da plazmanın azalmasının anaerobik kapasiteye etkisinden imiş. Demir seviyeleri de alyuvar yapımında bol kullanıldığı için düşüyormuş. Hatta araştırmanın bir şüpheli kısmı, kullanılan deneklerin biraz aktif sıradan insanlar olması. Hani elit atletler değiller. Belki elit atletlerde kan bağışının performans çok daha fazla etkisi olabileceği söyleniyor.

Yani aklıma geldiği ama uygulamadığım gibi kan bağışı sonrası azalan alyuvarlar daha az oksijen taşıdığından nabız yüksek oluyor. Alyuvarlar haricinde kandaki diğer öğeler de eksik olduğundan vücut daha çabuk yoruluyor. Saatin performans durumu göstergesi de genelde 0 ya da -1 falan gördüğüm varken -5 gösterdi ilk kez. Kan bağışından sonra böyle saçma interval denemeleri yapmamak lazım özetle. Vücuda toparlanması için biraz zaman tanımalı. Bu esnada da iyi beslenmeli ve bol bol sıvı almalı. Yorucu antrenmanlar yapmalı. Yaptığımız antrenmanda da kendimizi kötü hissedecek olursak ya da aşırı yorgunluk ağrı gibi bir şey olursa da etkinliğimizi bırakmalı, dinlenmeli.

Rastladığım yazılardan yeterince özetleyici olan bir tanesi:

How Long Will Running Be Affected After Donating Blood?

Yorum yok

Henüz bir yorum yok.

Bu yazıdaki yorumlar için RSS beslemesi. Geri izleme URI

Yorum yaz