Monitörlerden radyasyona karşı kaktüs

____________________________________________________________________

Elektrik akımı ile çalışan, elektrik akımını ileten herşey etraflarına az veya çok miktarda elektromanyetik radyasyon yayar. Bunun da başağrısı yorgunluk ve çok aşırı düzeylerde maruz kalındığında kansere varan etkileri olabiliyor. Buna karşı ise kaktüs bir miktar yardımcı olabilirmiş!

1980’lerde bir araştırmada İsviçre’de Chardonne üniversitesi  Jeobiyoloji Enstitüsü’nde bilim adamları uzun süre monitör karşısında çalışıp yorgunluk ve baş ağrısı çekenlerin iki yıl kadar monitörlerinin yanında bir kaktüs ile çalıştıktan sonra şikayetlerinin azaldığını keşfetmiş. Buradan da kaktüslerin elektromanyetik radyasyondan koruyucu etkileri olduğu düşünülmüş.

Ancak bunun nedeni, nasılı yok. Çünkü İnternet’te yukarıdaki bilgiden başka hiçbir şey bulamadım. Yani bir şekilde bilgi yalan veya doğru İnternet’e girmiş ama doğruluğunu onaylayabileceğimiz bir kaynak yok.

Bunu uzun süredir merak ediyordum. Bir araştırayım dediğimde hiç bir güvenilir kaynak bulamadım. Hatta şu İsviçre’deki şu enstitünün bir e-posta adresi vs. bulsam onlara soracağım bu konuyu ama onu da bulamadım.

Fotoğraf eskidir, C(ommodore) 65 ile çekilmiştir biraz dandiktir.Fotoğraf eskidir, C(ommodore) 65 ile çekilmiştir biraz dandiktir.Kaktüsleri severim, odam da tam Güney yönüne baktığından iyi güneş alır ve kaktüsler için oldukça uygundur. Düzenli veya düzensiz olsa da sık suladığımdan çok çiçek açarlar, bu şekilde altı kaktüsüm var. Yani demek istediğim kaktüslerle ilgili bir derdim yok aram iyi.

Bu radyasyona karşı kaktüs meselesi ise bana pek inandırıcı gelmiyor. Bitkilerle tedaviye inanırım, dolandırıcı kaynaklı olmadığı sürece iyidir, yararlıdır. Ancak bir kaktüs nasıl olur da monitörün elektromanyetik alanını etkisizleştirebilir ki?

Öncelikle monitörler çok aşırı bir radyasyon kaynağı değildir, yani çok sayıda olan bir yerde bulunmadığınız sürece tehlikeli sayılmaz. Yönetmeliklerde de monitörlerin elektromanyetik radyasyon tehlikeleri ile ilgili birşey yok. Cep telefonu vs. diğer araçlar çok daha tehlikeli olabilirler, bu sebeple bunu aşırı abartmamak gerekli.

Normalde radyasyonu önlemek için kurşun kütleler kullanılır. Monitörler ise çok az radyasyona sebep olduklarından kaktüs bunları önlüyor olabilir ama sadece bir kaktüs bitkisi bunu önleyebilir mi? Yani monitörün yanına bir kaktüs koymak tüm radyasyonu emer mi? Sanmıyorum. Bunun için kaktüsün bir şekilde bunun tümünü kendisine doğru çekmesi gerekir. Bunun için de manyetik bir özelliğinin olması gerekir. Fikrimce işe yarayabileceği tek yöntem, bütün monitörün etrafını monitörü dışarıdan görmeyecek şekilde kaktüs ile kapatmak, kaplamaktır. 😀

Ancak gerçekten tek bir kaktüsü monitör yanına koymak işe yarıyorsa da bunun içindeki suyla bir ilgisi olmalı. Yani su kaktüsün içinde diğer inorganik maddelerle karışınca iletkenleşir, belki de bir şekilde elektrik yüklenip etrafındaki elektromanyetik alanı kendine doğru çeker falan.

Bir de her nesne radyasyonu emer, bir miktar soğurur; evde bu konu için kaktüsten daha iyi birşey de yok mudur acaba. Daha çoğumuz gözümüzü yorduğu halde monitörümüze koruma camı bile taktırmamışıztır. Ancak radyasyon haberini duyunca kaktüs almaya çiçekçiye koşarız.

Şimdilik kaktüsün monitörün elektromanyetik radyasyonunu bilmemnesini falan emdiği gibi şeylere inanmayı düşünmüyorum. Belki olabilir ama bana kanıtı olmadan çok mantıklı gelmiyor. Eğer bunu kesinleştiren bir kaynak bir araştırma varsa inanmaya hazırım, ama önce biri bunu bana bildirsin. Ha bir de monitörlerin de abartılacak kadar elektromanyetik alan oluşturduğu yokmuş. Aslında var deniyor ama bunu söyleyen bir araştırma da bulamadım, ama yok diyen çok.

4 Yorum

  • Yazan: E. Ali, 13 Mayıs 2009 @ 8:58 pm

    Tüplü motitörlerin daha fazla radyasyon yaydığını duymuştum. LCD’ler daha iyiymiş.

    Kaktüsün çiçek açması çok veya az sulamayla ilgili değil. Kışın yeterince üşümesiyle ilgili.
    çok yıllar önce bunu duymuştum inanmamıştım. Sonra bir gün balkonda yetiştirdiğim kaktüslerde bıktım kışın dışarda bıraktım ölecek olanlar ölsün dedim. Hele bir tür vardı serçe parmağı inceliğinde olup bol bol uzantılarla çoğalıp dururdu. o tam çatıdan su damlayan yerdeydi. o kış suların içinde kaldı buzların içinde kaldı. resmen dondu. Baharda baktım hiçbiri ölmemiş. sonra sırayla çiçek açtılar. en bol en güzel çiçekleri de o ince kaktüs verdi. aslında bol çiçek açması türüne bağlıymış. o zamana kadar çiçek açmaması ise kışın soğuktan korumamdan kaynaklanıyormuş.

  • Yazan: FeRHaD, 14 Mayıs 2009 @ 12:20 am

    Öyle birşey biliyorum ben de ama denemedim doğru olup olmadığını. Biz kaktüsleri kışları oturma odasının yanındaki odaya alırız ve sobadan az da olsa o taraf ısınırdı. Yoksa diğer yerlerde kalınca bizimkiler sulanmasa bile morarıp çürüyorlar. 🙂
    Bazıları benim odamda bazıları da balkonda dururlar. Balkondakiler öğlene kadar bendekiler de öğleden sonra akşam saatlerine kadar güneş alırlar. Bendekiler genelde daha çok açar.
    Kaktüslerin türleri de önemli tabi, hiç açmayan kaktüsüm de var Nisan ayından Kasım ayına kadar açan da var, bir çiçek açılıyor dökülüyor sonra yenisi. 🙂

  • Yazan: E. Ali, 19 Mayıs 2009 @ 2:58 am

    Bu arada her kaktüs türü denen bitkinin kaktüs ile hiçbir ilgisi akrabalığı olmadığını bilmek lazım. Mesela sütleğen türleri içinde gerçek katüslerden ayırt edilmesi çok zor cinsler vardır. ayırt etmek için iki ipucu: 1- Sütleğenlerde yeni gelişen yerlerde minik yapraklar olur bunlar zamanla sararıp dökülür. 2- sütleğenlerin bir yerini hafifçe kesince bembeyaz bir sıvı belirir.
    Aloe vera bitki türleri de kaktüs diye adlandırılıyor ama alakası yok. sütleğenler ve aloeveralar soğuğa dayanmaz ölürler.

    Gerçek kaktüslerin kışın dışarıda bırakılmaları için yazın dışarda bol güneşli yerde bulunmaları şarttır yoksa kışın soğuğa dayanacak güçleri olmaz.

  • Yazan: FeRHaD, 19 Mayıs 2009 @ 3:06 am

    Bizimkiler genelde buz tutup ölüyor, tabi dışarı çıkarmıyoruz kışın. 🙂
    Annem saç dökülmesi için aloe vera olduğunu iddia ettiği birşeylerle yıkamamı söylerdi kafamı ama hala dökülüyor, büyük ihtimalle aloe vera değildi o bitkiler. 🙂

Bu yazıya bağlantılar

Bu yazıdaki yorumlar için RSS beslemesi. Geri izleme URI

Yorum yaz