Zamanda yolculuk ile ilgili paradokslar

____________________________________________________________________

Paradoks nedir? Kısaca bir problemin çözümünde ileri gittikçe çözümden uzaklaştığınız ve tıkandığınız durumlardır. Zaman yolculuğu üzerinde ne kadar çalışma yapılsa da elde edilmiş birşey yok, sadece bazı ilginç paradokslar.

İlki Dede paradoksu ilk olarak 1943 yılında bilim kurgu yazarı René Barjavel tarafından tanımlanmış. Bu paradoksta kahramanımız zamanda yolculuk formülünü buluyor ve geçmişe büyük babasının yaşadığı, daha genç ve bekar olduğu yıllara gidiyor.

Gittiği bu geçmiş zamanda bir şekilde dedesinin ölümüne sebep oluyor.

Paradoksumuz burada başlıyor. Bu adam dedesini öldürdüğüne göre dedesi kahramanımızın ninesi ile evlenemiyor ve kahramanımızın babası doğmamış oluyor. Bu durumda olmayan baba nasıl anne ile evlenip kahramanımızı ortaya çıkaracak. Yani sonuçta kahramanımız doğmamış oluyor. Bu durumda hiç doğmamış biri nasıl geçmişe gidip dedesini öldürebiliyor? Bunun olmayacağını düşünürsek de doğmamış kahramanımız dedesini öldürmemiş olduğundan dede nine ile tanışabilir ve bu da kahramanımızın ortaya çıkışını sağlayabilir. Kahramanımız da geçmişe gidip dedesini öldürebilir!

Benzer bir paradoks daha var. Bunun Ä°ngilizce ismi autoinfanticide ama Türkçe’de ne olarak geçiyor bilmem, kendini öldürme gibi birÅŸey. Bunda da kiÅŸi geçmiÅŸe gidiyor ve bebek haliyle kendisini bularak öldürüyor. Peki bu kiÅŸi bebekken öldüğüne göre nasıl büyüyünce geçmiÅŸe gidebiliyor. Ölü olan çocuk büyüyemeyince geçmiÅŸe gidemediÄŸi için bebek ölmüyor ama, ÅŸimdi ne olacak! 🙂

Bunlarla ilgili geçmişi değiştirememe ve geçmişin dallanması gibi çözüm teorileri var.

Geçmişi etkileyememe ve değiştirememe teorisinde geçmişe gidip dedenizi görebilirsiniz ve hatta onunla konuşabilirsiniz, oturup çay içebilir pişti atabilirsiniz ama asla geçmişi değiştiremezsiniz. Bu değiştirilemezlik sizin varlığınızın garantisi. Çünkü değişirse yukarıdaki paradokslardaki durum ortaya çıkacak. Böyle birşeyin sonuçları da ne kadar korkunç olur tahmin edersiniz. Zamanlar arasında sıkışma gibi bir durum ortaya çıkabilir, istemediğiniz bir yerde kalabilirsiniz veya durup dururken aniden yok olabilirsiniz. Ölseniz ölüm tarihiniz bile olmayabilir, hatta aniden varlığınız yok olur yani hiç doğmamış olabilirsiniz.

Dallanma teorisine göre geçmişi değiştirebiliyorsunuz. Bu teoride geçmişi değiştirdiğiniz anda sizin geçmişteki varlığınızı garantilemek için zaman dallanıyor ve ortaya iki zaman çıkıyor. Bir zamanda siz dedenizi öldürürken diğer zamanda dedeniz yaşıyor. Yaşayan dedeniz sizin varlığınızın kaynağı ve ispatı oluyor.

BaÅŸka ilginç Ä°kiz Paradoksu var. Bunda da ikiz kardeÅŸlerden biri Dünya’dan roket ile ayrılıyor ve devamlı sabit hızda hareket ediyor. Bu kardeÅŸlerden hangisi daha çabuk yaÅŸlanır. Özel görelilik kuralına göre hareket halinde araçlarda saatler daha yavaÅŸ iÅŸler. Buna göre Dünya’daki kardeÅŸ daha çabuk yaÅŸlanır. Ancak genel görelilik düşünülürse zaman göreli bir olgu, Dünya’da kalan kardeÅŸe göre roketteki kardeÅŸ hareket eder ve uzaklaşır ama roketteki kardeÅŸe göre de tam tersi olabilir, kendisinin aynı noktada durarken .

Bunlar gibi farklı paradokslar düşünülebilir ama ne zaman çözülecekleri bir muamma. Daha doÄŸrusu hiç çözülecekler mi? Allah’ın yarattığı evreni ÅŸu anki kadar tanımamızla geçmiÅŸe yolculuk mümkün olmadığından ÅŸimdilik çözülmeyecekler. Çünkü bunun tek yolu geçmiÅŸe yolculuk yapıp olacakları görmek. Tabi Allah evreninde bunu mümkün kıldı ise! Bu yapılır mı bilmem ama ben ölene kadar yapılmayacağından eminim. Ancak böyle paradokslar üretilip üzerinde düşünülecek. Bir de şöyle bir espri var: “Bugüne kadar gelecekten gelen birini gören olmadığına göre zaman makinesi gibi bir icat veya geçmiÅŸe gitmek mümkün deÄŸil”. Aslında ÅŸu anda TV dizileri izleyen bütün kadınları toplayıp bu konu üzerinde aynı yoÄŸunlukta düşünmeye yöneltebilirsek kısa bir süre içinde geçmiÅŸe gidilebileceÄŸinden eminim.

4 Yorum

  • Yazan: ferdem, 14 Mart 2009 @ 11:27 pm

    İlginç bir konuya değinmişsin zevkle okudum. Yeni teman çok güzel, özellikle de rengini beğendim bol sütlü nescafeye benziyor.

  • Yazan: FeRHaD, 15 Mart 2009 @ 12:05 am

    Aslında siteyi daha çok böyle yazılar için açmıştım ama daha sonra bloga dönüştürünce karıştı ortalık, her telden yazar oldum. 🙂
    Severim bilimsel konuları kendi derslerimden daha iyi bilirim hatta. Ama gaza gelip ve matematik korkusu ile alakasız bir bölüme başlayınca aram bozuldu biraz. Eskiden yaşam tarzı idi artık hobi oldu.
    Tema ile ilgili dediklerin için de teşekkürler.

  • Yazan: Baris Unver, 16 Mart 2009 @ 1:19 am

    Benim de aklıma ÅŸey gelirdi: EÄŸer zamanı gelecekte deÄŸiÅŸtirmek mümkün olacaksa geçmiÅŸe dönenler hiç mi fark edilmemiÅŸ ÅŸimdiye kadar veya “Gelecekten biri geçmiÅŸe döndü!” diye haberlere neden rastlayamıyoruz? 🙂 Buna sonradan iki cevap buldum:

    1. UFO’lar, tarih öncesi pilleri gibi acayip bulgular bu tarz olguları açıklıyor olabilirler.
    2. Evet, biz hiç böyle şeylere şimdi rastlamıyoruz çünkü gerçekten çok iyi gizleniyorlar.

    Kendimi pek iyi ifade edemedim, ama ÅŸimdi yorumu silmek de istemiyorum :).

  • Yazan: FeRHaD, 16 Mart 2009 @ 1:49 am

    Anlıyoruz biz merak etme. 🙂
    Saklanma ihtimalleri çok yüksek. Çünkü görülseler ve gelecekten geldikleri anlaşılsa bunun ölümcül sonuçları olabilir. Çok büyük dengeler değişebilir. Sadece dedenin nine ile evlenememesi değil o esnada düşündüğü şeyin değişmesinin bile önemli etkileri olabilir. Adama ben senin torununum deyince tipini beğenmedim derse sonuçlarını bir düşünsene.
    Bir de geçmişe gelmeyi fizik kuralları da engelliyor olabilir. İnsanlar görmese de hava deyip geçtiğimiz bosluktaki moleküllerin değişimi bile kelebek etkisi şeklinde büyük sonuçlar doğurabilir. Bu sebeple de geçmişe gitmek imkansız olabilir.
    Gitmek belki fizik kuralları ile imkansız olsa da görmek imkansız değil. Sadece biraz zor. Işık hızından çok daha hızlı bir araç olsa bu araç ile evrenin sınırlarına kadar gitsek muhtemelen oradan dürbün ile bakarak geçmişin bir kısmını izlememiz mümkün. Tabi bu hızda hareket eden bir cismi havasız bir ortamda oraya kadar sağlam yani hiç bir engele takılmadan götürecek bir fizik kuralı ya da teknoloji yok o başka.

Bu yazıya bağlantılar

Bu yazıdaki yorumlar için RSS beslemesi. Geri izleme URI

Yorum yaz