Rezervuar köpekleri (Reservoir Dogs)

____________________________________________________________________

Yıllardır bir ara izleyeyim, bir ara izleyeyim dediğim bir filmdi. Bir süre önce de elime geçmişti ama acelem olmadığından pek acele etmemiştim. Dün gece de izleyeyim dedim ama, bir boşluk kaldı içimde… 🙂 Nedense beklediğim tadı vermedi film…

Rezervuar Köpekleri Tarantino’nun başyapıtlarından biri. Ama biraz onun tarzı olmasından sanırım, herkese hitap etmiyor galiba film. Hani aynı boşluk Grindhouse: Death Proof (Ölüm Geçirmez) filminde de vardı. Hani vay be dedirtmedi sonunda. Ama bol miktarda tuhaf esprili, hoş müzikli, güzel sahneli bir tat verdi yine de.

Rezervuar Köpekleri (Reservoir Dogs)

Rezervuar Köpekleri (Reservoir Dogs)

Mesela film Madonna’nın Like A Virgin şarkısının çıkış hikayesinden bahsediliyor. Oldukça deneyimli bir fahişenin büyük penisli biri ile seks yapınca acı hissederek, bakireliğinin bozulmasını hatırladığını söylüyorlar. Bundan sonra bu kısımda tuhaf konuşmalar ve espriler oluyor. Devamında bahşiş verme ve vermeme ile ilgili bir muhabbet oluyor. Türkiye şartlarında vermeme taraftarıyım ben de. 😀

Sonra bir araçta yaralı bir adam ve bir şöför ile devam ediyor film ve bunlar bir depoya geliyor. Çete halinde bir olay yapmaya kalkmışlar ama aralarındaki köstebek yüzünden polis işe karışık olayı mahvediyor. Yaralı ile diğer adam bir depoya geliyor ve konuşmaları başlıyor… Yavaş yavaş diğerleri de bu depoya geliyor ve filmin büyük kısmı burada geçiyor. Buradaki sohbet ve sahnelerden oluşuyor.

Hatta bir an bir kulak kesme sahnesi var, adam bir polisin kulağını kesip ona biraz bakıp yere atıyor falan.

Adamlar aralarında bir köstebek arıyor ve buluyor falan…

Genel olarak tatmin eden bir film ama bittiğinde, e şimdi ne oldu lan demeden edemedim. Hatta, bitti lan tamam yatayım artık dedim. Böyle fantastik şeyler de düşünmedim yatınca.

Netteki yorumların ise mükemmel bir film olduğunu söylediklerini biliyorum. Tamam, çok iyi bir film ama, hala bir beklenti ile bıraktı beni. Tabi her sahnesini detaylı anlatmam doğru değil ama hoşuma giden bir çok kısmı vardı tabi. Hani kötü demek çok büyük haksızlık. Sanırım ne bekleyeceğime karar vermeden izlediğimdendir filmi…

Müziklerine gelince hepsi 70 model hoş müziklerdi. 70’lerden parçalar çalan bir radyodan dinleniyormuş efekti var her anda…

Neyse, henüz ben gibi izlememiş kaldıysa niyetini zedelemeyeyim. Ama dedim işte, bana daha kültüm ben demedi. Tabi birkaç kez daha izlemeyi düşünüyorum bir ara. Zira bu kadar ünlü bir film bu kadar az hoşuma gitmiş olamaz… 🙂

Yorum yok

Henüz bir yorum yok.

Bu yazıdaki yorumlar için RSS beslemesi. Geri izleme URI

Yorum yaz