Çılgın proje ve gerçekler
____________________________________________________________________Alıntıdır.
Bu köşede hep tozların etkileri veya meteoroloji ile ilgili haberler ile tanıdınız. Ama benim asıl uzmanlık alanım deniz bilimleridir. Uzmanlığım da Türk Denizleri özellikle de Marmara BoÄŸazlar ve İstanbul Haliç’i dir. Yani bu konularda uzmanım, konuÅŸabilirim hem de göğsümü gere gere.
Åžimdi gelelim en son proje önerisine. Size çok basit dilde anlatayım. Karadeniz’i bir tatlı su havuzu olarak düşünün. Nedeni de basit çünkü bu havuza giren tüm sular (nehir veya yaÄŸmur suyu) tatlı su. Peki o zaman Karadeniz neden tatlı su havuzu deÄŸil? Çünkü Çanakkale ve İstanbul BoÄŸazı altından gelen ve belirli eÅŸikleri belirli rüzgar koÅŸulları altına aÅŸan tuzlu ve de dolayısı ile yoÄŸun Akdeniz suları Karadeniz’i bugünkü tuzluluk seviyesine getirdi. GeçmiÅŸi o kadar da taze ki en son hali 3500 senelik ve bildik tarihi de 12.000 senecik.
Durduk yerde neden Karadeniz havuzu diyorum deÄŸil mi? Karadeniz’i az tuzlu bir havuz diye düşünün hem de Akdeniz’den ortalama 30 cm yüksek. İşte bu nedenle bu havuzun fazla suyu BoÄŸazlardan akar durur ama havuza giren su belli ve doÄŸanın açtığı bu kısıtlı musluktan çıkan su belli. Yani Karadeniz havuzunu boÅŸaltan bir musluk vardı. Ama doÄŸanın yarattığı bir musluk ve dengesini ancak son 3500 senedir sürdüren bir musluk.
Åžimdi siz bir ikinci musluk takmayı planlıyorsunuz hem de 25 metre derinlikte, yani musluk sadece Karadeniz’in suyunu Marmara’ya akıtabilecek ama alttan girmesi gereken su bu yeni kanala giremeyecek. DoÄŸanın dengeleri bozulacak ve ne olacak?
Ne olur biliyormusunuz, ah keÅŸke bilebilsek.
Ama her ne olursa hiçbir zaman geri dönüşü olmaz, doğal dengeler bozuldu mu geri dönüş maalesef yok.
Akıl mantık basit. Havuza takılı bir musluk vardı ÅŸimdi ikinci musluÄŸu takmayı planlıyorsunuz. Eh iyi de havuza gelen su miktarı artmayacak ki. Yani Tuna, Dinyeper Dinyester siz musluk taktınız diye debisini arttırmayacak ki? DiÄŸer bazı kanalları örnek göstermek demek Karadeniz’in Marmara’nın oÅŸinografik gerçeklerini bilmemek demektir. Böyle bir sisteme sahip bir deniz yerkürede yok, sadece bizde ama deÄŸerini bilirsek elbette. Ben talebelerime derslerde Marmara’yı anlatırken onu saÄŸlıklı Akdeniz ve saÄŸlıksız Karadeniz’in astımlı doÄŸan çocuÄŸu derim. Yani doÄŸuÅŸtan solunum zorluÄŸu çeken bir deniz ve de dikkat edilmesi ÅŸart olan bir deniz. Onu kurtaran Karadeniz’den gelen ve jet akım halinde BoÄŸazdan Marmara’ya çıkan ve 25 metrelik üst tabakayı 3 ayda bir deÄŸiÅŸtiren Karadeniz suyu. O çıkışta öyle harika iÅŸler yapıp alt tabakadaki suyu yukarı çekiyor ki sormayın gitsin. Marmara’ya oksijen pompalayan ise Çanakkale’den gelen alt su. Takın bu sisteme tek taraflı bir musluk ve seyreyleyin olacakları. Ben karada olacaklardan bahsetmiyorum denizdekiler benim uzmanlık alanım.
BaÅŸka tarafları da var elbette bence bu proje hiçbir zaman yapılamaz çünkü sınır aÅŸan sular gibi sınır aÅŸan deniz bu, debisi ile rejimi ile oynayamazsınız. Åžimdi Almanya Avusturya Tuna’üzerinde muazzam bir baraj kursa suyu akıtmasa ne olur. Karadeniz’in felaketi olur. Altta verilen su bütçesi alt üst olur.
Kiminiz bu hoca da her ÅŸeyi biliyor demiÅŸsinizdir. Ama ben aÅŸağıda verilen ve Marmara Denizinin bütçesini çıkartan ekibin parçasıydım. İstanbul BoÄŸazının altını 4 defa al bayrak rengi kırmızıya boyayan (Rhodamin boyası ile) ekibin başı idim. Yani İstanbul Kanlizasyon DeÅŸarj projesinin gerçekleÅŸmesinde, Haliç’in temizlenmesinde emeÄŸim, alın terim çoktur. Ve de dediklerim doÄŸrudur. Havuza ikinci musluk takarken havuzun daha hızlı boÅŸalacağını da hesaplamalısınız öyle iki mimara ısmarlama ile olmaz bu iÅŸler. KeÅŸke iÅŸ, en boy yükseklik ve debi ile hallolabilseydi. Ben size hemen ÅŸimdiden diyeyim. Karadenizin su rejimini deÄŸiÅŸtirirseniz size hesap sorarlar daha da dos doÄŸrusu yaptırmazlar. Hani neden boÄŸaza köprü yaparken 64 metre yapmak zorunda kalıyoruz, 50 yapsak neden olmuyorun cevabı gibi. İşte aÅŸağıda Marmara’nın su ve tuz bütçesi, öyle ÅŸappadanak ortaya çıkan bir ÅŸey deÄŸil, kaç kiÅŸinin alın teri var ve bu sistemi sürdüren yegane güç Karadenize giren ama sadece BoÄŸazdan çıktığı hesap edilen tatlı su. O da %95 Tuna suyu, yani Tuna’nın debisi bizim için hayati öneme sahip. Siz durduk yerde Karadeniz havuzuna giren tatlı suyun debisini arttırmadan havuzu tek muslukla boÅŸaltmak yerine bir musluk daha takarsanız sistem alt üst olur.
Aslında bunu anlamak için ne bilim adamı olmak gerek ne de alim, basit havuz problemi hani şu ilk okul çocuklarına çözdürülen cinsten.
Saygılarımla,
Prof Dr A. Cemal Saydam
ODTÜ Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi(Emekli)
Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi